Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putinve birçok Afrika ülkesi devlet lideri veya üst düzey yetkili. 2. Rusya-Afrika Zirvesi ve Ekonomik ve İnsani Forum Tamamlanmış. Zirvenin son açıklamasında uluslararası platformlarda tek taraflı yaptırımlara karşı çıkmakR Rusya ve Afrika ülkeleri birbirini destekliyor, Rusya’dan gıda ve tahıl yardımı yapıyor, iş birliğini artırıyor, terörle mücadele ediyorBirçok konuya yer verildi.
Forumun panel oturumunda konuşma Rusya Devlet Başkanı Putin Rusya’nın Afrika’sıBu kapsamda ülkelerinin borç yüklerini azaltma çalışmalarına katıldığını anlatan, 23 milyar dolarBorcu kapattıklarını söyledi.
Putin, bir dizi Afrika yakl. ülkesinin isteği üzerine geliştirmeleri için 90 milyon dolarKaynak tahsis edeceklerini de belirtti.
Rusya’nınGıda ürünlerinin her zaman sorumlu bir tedarikçisi olacağını ve ihtiyaç sahibi ülke ve bölgelere sevkiyat yapmaya devam edeceğini kaydeden Dr. Putinen kısa sürede 6 Afrika ülkesine 25-50 bin ton tahılgöndereceklerini vurguladı. PutinAyrıca Afrika ülkelerine ticari imtiyazlar sağlama ve modern sanayi ve tarımın kurulmasında takviye sağlama sözü verdi.
Putin’inUluslararası sistemle ilgili siyasi mesajları da dikkat çekiciydi.
‘Sömürge geçmişi olmayan aktörler Afrika’da daha fazla yer kazanıyor’
Peki dünyada artan abluka nedeniyle Afrika ülkelerinin Rusya ile yakınlaşması neden?
Afrika üzerine çalışmalar yapan Şangay Üniversitesi’nden Dr. Hasan Aydın, AfrikaSömürgeciliğin sona ermesinden bu yana ülkelerinin bazı hayal kırıklıkları yaşadığını belirterek, şunları kaydetti:
“Bunlardan biri de istenilen ekonomik ve siyasi gelişmenin sağlanamamış olmasıdır. Bu hem halk nezdinde hem de ileri gelenler nezdinde söz konusudur. Afrika devlet başkanlarının ve halklarının yaşadığı bu hayal kırıklığı, Batı ülkelerine yönelik algılarına olumsuz yansıyabiliyor. Diğer bir deyişle, Afrika’daki bazı liderler ve halklar haklı olarak sömürgeci geçmişi ekonomik ve siyasi kalkınma sorununun temeli olarak görmektedirler. Durum böyle olunca bu ülkelerde Batı’ya aykırı bir telaffuz ve anlayış gelişiyor. Bu durum ise Rusya gibi sömürgecilik geçmişi olmayan ve Batılıların temel ilkeleri çerçevesinde hareket etmeyen Batılı olmayan aktörlerin Afrika’da daha fazla yer kazanmasına neden olmaktadır. Sovyet döneminde birçok Afrika ülkesinin bağımsızlık çabalarına verilen somut temeller de Rusya’nın bu taraftaki elini güçlendiriyor. Yani Afrika’daki bazı devletler ve halklar, Rusya, Çin ve hatta Türkiye gibi ‘Batılı olmayan’ devletleri kıtada ve ülkelerinde Batı etkisini dengeleyebilecek bir unsur olarak görüyorlar. Bu, Afrikalıların Rusya’ya olan ilgilerini arttırma çabalarındaki ana faktör olarak kabul edilebilir.”
‘Batılı aktörler Afrika ülkeleriyle ikincil ilişkiler kuruyor’
“Öte yandan Afrika ülkelerine nasıl yaklaşıldığı da değerli. Batılı aktörlerin Afrika ülkeleri ile olan ast-üst ilişkisi kelimelere dökülebilir. Diğer bir deyişle, bu aktörler Afrika ülkeleriyle siyasi ve ekonomik ilişkilerinde demokrasi, insan hakları ve düzgün yönetişim gibi bazı ön koşulları gündeme getirebilirler. Örneğin, benzer şekilde satılan bir savunma sanayi eserinin nerede kullanılabileceği ve kullanılamayacağı konusunda çeşitli kısıtlamalar getirilebilir. Tabii ki, bu her zaman kötü bir şey değildir. Ancak bu durum Afrika ülkelerinin içişlerine karışmak olarak algılanabilir. Öte yandan başta Rusya olmak üzere kıtada nüfuzunu artıran aktörler, Afrika ülkelerine bu tür önkoşullar dayatmamaya çalışıyor. Bu Afrika ülkelerinin çıkarlarını geliştirmesi açısından daha tercih edilebilir bir durum. Diğer bir deyişle, işin özünde, bir alt-üst çıkardan ziyade eşit bir aktör olarak muamele görme duygusu yatmaktadır. Son olarak Rusya’nın ekonomik, siyasi, askeri, teknolojik vb. Diğer partilere göre daha gelişmiş bir oyuncu olduğu kesin. Afrika ülkeleri, kendi kalkınma arayışlarında Rusya’nın bu alanlardaki deneyimlerinden yararlanmak istiyor. Bu durum kıta ülkelerinin Rusya ile ilişkilerini daha da geliştirmek için çaba sarf etmelerine neden oluyor.”
‘Afrika ülkeleri uluslararası sistemdeki etkilerini artırmak için Rusya’dan yararlanabilir’
Bir diğer merak edilen konu da Rusya-Afrika çıkarlarının gelişiminin jeopolitik olarak nasıl değişeceği..
Entelektüel, “Bugün uluslararası siyasette etkili olmak isteyen bölgesel veya küresel bir aktör, Afrika’daki nüfuzunu artırmak zorundadır. Bu, kıta ülkelerinin Afrikalı olmayan aktörlere sunduğu birçok fırsattan kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda değerlendirildiğinde, Rusya-Afrika ilişkilerinin gelişmesi, uluslararası ilişkiler sisteminde Batı merkezli anlayışın kırılmasında tetikleyici bir işlev görebilir.o devam etti:
“Açık bir örnek olarak Rusya’nın Batılı devletlerin Ukrayna’da yürüttüğü savaş nedeniyle Rusya’yı tecrit etmeye çalıştığı bir gerçektir. Afrika ülkeleriyle ilişkilerin artması, bu izolasyon durumunun aşılmasında veya en azından olumsuz etkilerinin azaltılmasında Moskova’nın elini güçlendiren bir unsur olabilir. Öte yandan, Afrika ülkeleri de uluslararası sistemdeki nüfuzlarını artırmak için Rusya’dan yararlanabilirler. Anlamı açık. Karşılıklı ilginin artırılması, uluslararası sistemdeki Batı etkisinin kırılması ve sistemin görece çok kutuplu hale getirilmesi çabaları açısından oldukça değerlidir. Ancak Afrika’da ve dolayısıyla uluslararası sistemde dengeleri değiştirmek taraflar için kolay bir süreç değil. Bu süreç, özellikle Afrika ülkeleri için bazı fırsatların yanı sıra riskler de içermektedir. Çünkü Fransa ve ABD gibi aktörler Afrika’nın birçok ülkesinde önemli bir mevcudiyete ve dolayısıyla önemli çıkarlara sahip. Bu çıkarların kaybedilmesi, sadece Rusya ve Fransa’yı veya Rusya ve ABD’yi değil, Afrika ülkeleri hükümetlerini de söz konusu klasik aktörlerin karşısına çıkarabilir. Bu durum çeşitli Afrika ülkelerinde olası darbe girişimlerini, silahlı müdahaleleri veya iç karışıklıkları tetikleyebilir. Nitekim son zamanlarda bunun örneklerini gördük. Öte yandan Afrika ülkelerinde yabancı askeri unsurların faaliyet göstermesi, işler tersine döndüğünde bu Afrika ülkelerinin güvenlik ve istikrarının tehlikeye girmesi anlamına gelebilir. Bu nedenle Afrika ülkeleri fırsatları olduğu kadar riskleri de kendilerine uygun şekilde değerlendirmeli” dedi.
“Birçok Afrika ülkesi BM oylamalarında Rusya’ya karşı çıkmamayı tercih etti”
Rusya ve Afrikaİlişkileri hem ekonomik hem de politik olarak birçok karşılıklı avantaja sahiptir. Dr.Hasan Aydın,Onları şöyle tarif etti:
“Rusya ve Afrika ülkelerinin birbirlerine sunacakları çok şey var. Son zamanlarda gıdaya erişimde yaşanan kriz nedeniyle gündeme gelse de tahıl kıtlığı bunlardan sadece biri. Örneğin, iki taraf uluslararası forumlarda birbirini destekleyebilir. Rusya, BM Güvenlik Konseyi’ndeki veto yetkisini kullanarak, Çin’in Zimbabve için yaptığı gibi, bazı Afrika ülkelerine yönelik saldırılarda önleyici bir rol oynayabilir. Benzer şekilde Afrika ülkeleri de BM Genel Kurulu’nda sahip oldukları oy potansiyeli ile uluslararası sorunlarda Rusya’yı destekleyen bir tavır alabilmektedir. Nitekim geçtiğimiz dönemde Ukrayna ile ilgili BM gündemine taşınan konularda bunun bazı örneklerini gördük. Birçok Afrika ülkesi, konulardaki oylamada ve konuşma vesilesiyle doğrudan Rusya’nın karşısında yer almamayı tercih etti.”
‘Rusya, Afrika’nın en büyük silah tedarikçisi’
“Başka bir örnek olarak, Afrika ülkeleri Rusya’dan ekonomik, siyasi, askeri, teknolojik vb. alanlarda gelişmeyi destekleyebilir. Yani Rusya’nın bu alandaki tecrübesinden faydalanabilirler. Çünkü bugün Rusya, Afrika’nın en büyük silah tedarikçisi. Öyle ki kendisinden sonra gelen Çin, ABD ve Fransa’nın Afrika’ya ihraç ettiği toplam silah miktarı Rusya’nınkinden az. Bu noktada Rusya ekonomik olarak mevcut pazarını koruyabilir ve genişletebilir. Afrika ülkeleri ise Rusya’nın savunma sanayi alanındaki deneyimlerinden daha fazla yararlanmayı talep ederek bu alandaki kapasitelerini geliştirebilirler. Bu sayede çeşitli istikrarsızlıklarla boğuşan bu ülkeler birçok güvenlik sorununun aşılmasında önemli bir adım atabilecektir.
‘2022’de Rusya’nın kıtadaki ülkelerle toplam ticaret hacmi 20 milyar dolar’
Öte yandan Afrika ülkeleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde ekonomik olarak da çok büyük bir pazar. 2022’de Rusya’nın kıtadaki ülkelerle toplam ticaret hacmi 20 milyar dolar civarındaydı. Son yıllarda ticaret hacminin artması elbette Rusya ve Afrika için olumlu bir gelişme. Ancak Rusya, Afrika’da rekabet ettiği Çin, Hindistan, ABD ve Türkiye gibi aktörlerin açıkça arkasındadır. Bu alandaki mevcut potansiyelin geliştirilmesi, Rusya ile kıta ülkeleri arasındaki ticari ilişkilere olumlu katkı sağlayabilir ve Moskova’yı Afrika’da daha etkili bir aktör haline getirebilir. Örneğin Afrika ülkeleri, Rusya ile artan ticari bağların ekonomik faydalarından da yararlanabilir.”
‘Petrol, gaz, madencilik gibi çeşitli alanlarda Rus şirketlerinin ciddi yatırımları var’
Benzer şekilde, çeşitli Afrika ülkeleri de doğal kaynaklar açısından oldukça zengindir. Rusya ise bu kaynakları çıkarma ve işleme konusunda onlarca yıllık deneyime ve deneyime sahiptir. Zira başta Gazprom ve Lukoil olmak üzere bazı Rus şirketlerinin birçok Afrika ülkesinde petrol, gaz ve madencilik gibi çeşitli alanlarda yaptıkları önemli yatırımlar söz konusu. Ayrıca Rusya; Sudan, Etiyopya, Nijerya, Mısır gibi değerli Afrika ülkeleri ile nükleer santral anlaşmaları bulunmaktadır. Bu noktada Rus hükümeti ve şirketleri, Afrika’daki doğal kaynaklar ve güç sahalarındaki varlıklarını çeşitlendirmeye ve genişletmeye çalışıyor. Bu durum adil anlaşmalar yapılabilirse her iki taraf için de karşılıklı bir kazanç kapısı oluşturabilir. Örneğin; Rusya’ya ekonomik kazanımlar ve Afrika’da daha fazla etki sağlayabilir. Öte yandan, Afrika ülkelerine güç kapasitelerini ve dolayısıyla güce erişimlerini geliştirmeleri için değerli fırsatlar sunabilir ki, güçlü kaynaklarına rağmen pek çoğu yumuşak karınlıdır.”
dazkiriajans.xyz